yolu açık olsun. 'ya katılıyorum, günün birinde çubukluyu tekrar giyecektir. gidişine çok üzüldüm, yeteneği bir yana karakteri ve aile yapısıyla da örnek bir topçuydu. yerinin dolmayacağını biliyoruz ama umarım italya'da istediklerini yapabilir. çok güzel hatıralar bıraktı kadıköyde...
[embed_basic url=www.youtube.com/embed/qooEhxBfY4E]
UEFA 2024-2025 sezonundan itibaren takım sayısını 36'ya çıkaracakmış ve 5 iç saha 5 dış saha maçı şeklinde 6'lı gruplar oluşturacakmış.

32'den 36'ya çıkacak ancak bu 4 takım davet usulü gelecekmiş. Yani manu mesela kendi Ligi'nde katılım hakkı elde edemedi, sen gel kardeşim senin reyting yüksek denilerek davet edilecek. onu da şöyle açıklamışlar, tarihsel geçmişine bakarak davet edeceğiz.

Madem takım sayısı artıyor, UEFA sıralamasında alt sıradaki ülkelere kontenjan verin diyen yok. Sene başında r.madrid başkanı perez'in Avrupa ligi yaklaşımını destekler hamleler yapıyor ceferin efendi !

Ne güzel iş. Bütün futbol sermayesi 15-16 kulübü besleyecek şekilde yapılandırılacak, geri kalan herkes de figüran rolünde, bahis için kullanılacak.
Kadroda durmasından yana olduğum topçu. Maaşı uygun, belli bir seviyede oynuyor. Belki 10 üzerinden 7-8 asla olmayacak ama 2lik de oynamıyor. Bu sezon çok fazla maçta karşı karşıya gol kaçırdı evet. Ama sorun şu ki biz onu gol atsın diye sahaya sürüyorsak problem burada.

Benim hoşuma giden özelliği ise buraya kendisini ait hissetmesi. Aidiyeti yüksek, herhalde kadroda en az maaş alan topçu. Mevcut şartları iyilestirilir makul bir ölçekte ve devam edebiliriz etmelidir. Kadroda herkes 7lik 8lik olamaz. Ciğerci gibi standartı belli isimler de gerekli.
96 şampiyonluğu ile başladı serüven. Sonrasındaki süreçte hiç de istikrarlı olmayan performanslar ile yakalanan şampiyonluklar ve sayısız futbolcu transferi ve hoca değişikliği ile devam eden 25 koca yıl. Düşünün sadece 7 şampiyonluk gelmiş çeyrek asırlık dilimde...

Fenerbahçe tarihinin bu döneminde elbette son maçta kaçan şampiyonluklar var ve bunlar 4 adet ( 2020 Sivasspor maçını da dahil ediyorum) ancak bu kupalar gelmiş de olsa yetmezdi. Tabi tarih bir kırılma yaşatıp, kaçan bu şampiyonlukların ardından gelen sezonlarda da kupalar gelebilirdi ancak olmadı. Fenerbahçe kendi büyüklüğünün çok altında başarılar yakaladı bu dönemde ve halâ o başarılı olması gereken performansı yakalayamadı.

Her şeyden öte yakalanmayan kadro ve hoca istikrarı yakalanır, kurumsal bir şahsiyet kazanır kulüp diye Ali Koç gelsin diye arzuladı taraftar. En azından benim talebim buydu, büyük bir grup da cebinden para verip transfer delisine dönmeyi umuyordu elbette... Ancak Ali Koç o müthiş vizyonuna savaş açmışçasına bir çırpıda silip attı ve yenisini yerine koyamadı. Bu gidişle tarihimizin en uzun şampiyonluk hasretine kendi döneminde imza atacağız.

2000-2010 arası nispeten iyi görünse de 2010-2020 arası bizim adımıza travmatik ve kaos içerisinde geçti. 2020-2030 arasındaki periyotta ise başlangıç hiç de iç açıcı değil.

Çok üzüldük ve sözlük, hiç gülür mü yüzü Fenerbahçelinin ???
bu ilerlemeyiş bir önceki hafta oynanan maçın bitmesi ile başlar. haftanın her geçen günü derbi atmosferi daha da artar. çarşamba perşembe günleri akılda derbiden başka bir şey olmaz. artık medyada yoğun bir derbi havasına girmiştir. sosyal medyada yapılan klipler, verilen demeçler, eski maçlarla, artan gerilimle cuma günü gelir. artık heyecan daha da üst seviyededir. maç kafada oynanmaya başlar. tüm gün fenerbahçe marşları dinlenir. cumartesi direk derbi arefesidir. artık şiddetli desteğin yerini futbol düşünme alır acaba maç nasıl olacak duygusu alır. pazar sabahı kahvaltıyla başlayan maç havası nabzı her geçen saat katlanır. heyecandan oturulamaz ve maç başlar o 1 haftanın telaşı, derdi, yorgunluğu biter bu sefer de rakibin her atağında yürek ağza gelir. maçın skoruna göre de ya dünyanın en mutlu insanları oluruz ya da sinirden duvarları yumruklayanlar oluruz.